ile sınırlı - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

ile sınırlı



"ile sınırlı" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç

Türkçe İngilizce
General
ile sınırlı bounded by s.
Technical
ile sınırlı contained s.

"ile sınırlı" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 48 sonuç

Türkçe İngilizce
General
belirli bir vaka ile sınırlı olma particularization i.
ile sınırlı olmaksızın not limited with s.
ile sınırlı olmaksızın not bounded with s.
sınırlı bir bölge veya mahalle ile ilgili vicinal s.
sınırlı bir bölge veya mahalle ile sınırlı vicinal s.
tek kişi ile sınırlı one-man s.
tek kişi ile sınırlı one-person s.
günlük önemli haber kotası ile sınırlı pony s.
ülke içi ile sınırlı inland s.
dahili rota ile sınırlı inland s.
ülke içi ile sınırlı inlandish [obsolete] s.
dahili rota ile sınırlı inlandish [obsolete] s.
kendisi ile sınırlı self-limited s.
kendi özellikleri ile sınırlı self-limited s.
kölelerin kullanımı ile sınırlı slave s.
bir il ile sınırlı provincial s.
yüzey ile sınırlı superficiary s.
ile sınırlı olmaksızın without being restricted to zf.
ile sınırlı olmaksızın without being limited zf.
ile sınırlı olmaksızın (including) but not limited to zf.
ile sınırlı kalmamak üzere not limited to ed.
sadece bir tane ile sınırlı anlamı veren ön ek mon- ök.
Phrasals
ile sınırlı tutmak confine to f.
Phrases
ile sınırlı kalmamak üzere not to be restricted with expr.
ile sınırlı olmamak üzere but not limited to expr.
ile sınırlı kalmamak üzere not to be bounded by expr.
Trade/Economic
alınan kredinin sadece kapsadığı konut ile sınırlı olduğu ipotek nonrecourse mortgage i.
alınan kredinin sadece kapsadığı konut ile sınırlı olduğu ipotek dry mortgage i.
bir vade ile sınırlı olmayan borç senedi perpetual bond i.
garanti ile sınırlı şirket company limited by guarantee i.
müşterinin aldığı kredinin kapsadığı konut ile sınırlı olduğu kredi non-recourse mortgage i.
Law
yetki alanı belirli yerel bir bölge ile sınırlı olan ve önem derecesi düşük davalara bakan (mahkeme kolu) minor s.
Politics
tek bölge ile sınırlı municipal s.
Technical
sonsuz düzlem ile sınırlı semi-infinite s.
Marine
(gemi mürettebatı) tek kişi ile sınırlı single-handed s.
Anatomy
hareketin dönme ile sınırlı olduğu serbestçe hareket eden eklem trochoid joint i.
hareketin dönme ile sınırlı olduğu serbestçe hareket eden eklem pivot joint i.
hareketin dönme ile sınırlı olduğu serbestçe hareket eden eklem rotatory joint i.
hareketin dönme ile sınırlı olduğu serbestçe hareket eden eklem rotary joint i.
hareketin dönme ile sınırlı olduğu serbestçe hareket eden eklem articulatio trochoidea i.
Pathology
belirli bir nokta ile sınırlı ağrı topalgia i.
Math
silindir yüzey ve kesişen iki paralel düzlem ile sınırlı alan cylinder i.
Botanic
bitkinin hücre çeperi ile sınırlı boşluk lumen i.
Religious
piskoposluk bölgesi ile sınırlı diocesan s.
Geography
dikey eksen olarak meridyen kullanılan ve meridyen çemberi ile sınırlı olan (harita) meridional s.
Meteorology
belirli bir iklim bölgesi ile sınırlı olmayan azonic s.
Sport
belirli bir stil veya hareket kalıbı ile sınırlı olmayan freestyle s.
Music
klavyesindeki az sayıda tuşun diyatonik dizi notaları ile sınırlı olduğu bir akordeon çeşidi melodeon i.